Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Dono Terra bahçelerinde uyanan bir huzur var. Toprak, gece boyunca sakladığı serinliği usulca salar, hafif bir esinti zeytin ağaçlarının yapraklarını okşar. Üç nesildir bu topraklarda büyüyen ağaçlarımız, güneşle buluşan ilk damlaların altında, bereketin ve emeğin sembolü gibi durur. Burada her ağaç bir hikâye anlatır; kökleri geçmişe, dalları ise geleceğe uzanır. Toprağın neşesi ve bahçenin dinginliği, bizleri her yıl aynı heyecanla hasada hazırlar.
Zeytinler, büyük bir özen ve sevgiyle elle toplanır. Her biri, dalından ayrılırken bereketin bir parçasını sofralara taşımaya hazırlanır. Dedelerimizin ellerinden geçen, babalarımızın emekle büyüttüğü ve bizim de titizlikle koruduğumuz bu miras, Dono Terra’nın ruhunu taşır. Hasadın her aşamasında toprağın bize sunduğu bu değerli armağanın en saf halini korumak için çalışırız. Soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen zeytinyağımız, doğanın cömertliğini ve toprağın mis kokusunu içinde saklar.
Dalından ayrılan her zeytin, şişeye girene kadar büyük bir özenle işlenir. Dono Terra’nın zeytinyağı, üç nesildir değişmeyen bir tutkuyla üretilir ve sofralara ulaştığında sadece lezzet değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi sunar. Sağlıklı, doğal ve katkısız… Sofralara taşınan her damla, bu topraklardan gelen saf iyiliğin ve emeğin bir yansımasıdır. Dono Terra’nın kökleri, sadece toprağa değil, geçmişten gelen bilgiye, geleceğe duyulan saygıya da bağlıdır. İşte bu yüzden, her hasatta doğanın ritmine kulak verir ve bu benzersiz yolculuğu özenle sürdürmeye devam ederiz.